İTO’dan İstanbul’da “kentsel dönüşüm” için 16 teklif
Avdagiç, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin konuk olduğu toplantıda kentsel dönüşümü hızlandıracak önerilerini paylaştı.
İstanbul’da 1999’dan önce inşa edilen yapı stoğunun ömrü ve dayanıklılığı konusunda ‘hızlı bir inceleme’ yapılması gerektiğini belirten Avdagiç, “İstanbul’un kaybedecek 5 yılı, bir yılı bile yok. Çünkü Türkiye’nin GSYİH’sının üçte biri var” dedi. “Türkiye’nin ihracatının, dış ticaretinin, istihdamının ve üretiminin aksamamasını istiyorsak İstanbul’u depreme çok hızlı bir şekilde hazırlamalıyız” dedi.
Avdagiç, İstanbul’un depreme ve kentsel dönüşüme hazırlanması konusunda meslek komiteleri ve ilgili STK’lardan İTO’ya talep ve beklentilerin olduğunu kaydetti.
Şekib Avdagiç, kentsel dönüşümü hızlandıracak talep ve beklentileri 16 başlıkta şöyle sıraladı:
bir-Kentsel dönüşüm sürecinde “kazanılmış hakların korunması” talebi ön plana çıkmaktadır.
2-Otel, özel hastane, özel okul gibi yapıları kullanan işletmelerin dönüşüm sürecini hayata geçirebilmeleri için dönüşüm aşamasında mevcut boyutlarını ve inşaat alanlarını korumaları imar hakları açısından oldukça önemlidir.
3- Konutta verilen dönüşüm desteklerinin bir benzerinin küçük sanayi siteleri, iş merkezleri, sanayi binaları ve fabrikalar için de bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Bu durumda söz konusu binaların çok hızlı ve kamudan kaynak gerektirmeden dönüştürülmesinin önü açılacaktır.
4-Kentsel dönüşümde “Rezerv Yapı Alanı” uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi talep ediliyor.
5-Aynı şekilde ilçe belediyelerinin kentsel dönüşüm süreçleri ve otopark mevzuatı konusunda farklı süreçler uygulamalarının da önüne geçilmek isteniyor.
6-“Kentsel Dönüşümde Yarımız” ve “İlk Evim, İlk İş Yerim” gibi çok olumlu projelerin Bakanlık tarafından uygulama süreçlerinin hızlandırılması talep ediliyor.
7- Afet riski taşıyan tüm illerimizde ‘Afet Atık Yönetim Planı’nın oluşturulmasını değerli buluyoruz. Burada bakanlık, yerel yönetimler, STK’lar ve akademisyenlerin birlikte çalışması gerekiyor. Çünkü hem kentsel dönüşüm hem de olası afetler sonrasında yıkılan veya yıkılacak olan binalardan kaynaklanan atıkların doğru değerlendirilmesi gerekmektedir.
8- Yapı denetim şirketleri UYDS sistemi üzerinden havuz formülü ile atanmaktadır. Son yönetmelik ile imar çalışması yapılmasına rağmen sorun tam olarak çözülmemiş olup, kontrol kaynaklı sorunlar devam etmektedir.
Ek bütçe talepleri ve şirket değişikliği talebi halinde sürenin uzunluğu öne çıkan sorunlardır.
9- Bina kontrol, beton ve laboratuvar firmalarının teknik ve mevzuata uygunluk otoriteleri tarafından denetlenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde beton santrallerine ilişkin kontrollerin arttırılması, yapılan işin kalitesinin korunması ve söz verilen betonun şantiyeye ulaştırılmasının sağlanması önemlidir.
10-Kaçak yapılaşmayla mücadele kapsamında kaçak yapılara beton temininin engellenmesi ve yapanlara yaptırım uygulanması talep ediliyor.
11.-Özellikle binalardaki taşıyıcı elemanların dış etkenlerden ve yeraltı sularından zarar görmemesi için bina yalıtımının sıkı bir şekilde takip edilmesi talep edilmelidir.
12- İstanbul’da kazı önemli bir konudur. Mevcut döküm alanları yetersiz olduğundan çalışma saatleri kısıtlı ve evrak süreçleri uzundur. Bu üç neden önemli sıkıntılara yol açmakta ve bu konuda bir çözüm beklenmektedir.
13- Kentin ihtiyacı olan ‘agreganın’ yakın kaynaklardan temin edilmesi beton ve inşaat maliyetlerine olumlu katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda Tarım ve Orman Bakanlığı ile agrega üretim alanlarının daralması konusunda yaşanan sorunların çözümünde Bakanlığınızdan destek talep edilmektedir.
14-3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenerek imar haklarının devrinin hukuken güvence altına alınması bekleniyor.
15- Güçlendirmeye ilişkin mevcut düzenleme şu anda ihtiyacı karşılamıyor. Şubat 2023 depreminden sonra yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuldu.
16- İnşaat ruhsatı süreçleri 6-9 ay gibi uzun bir zaman almaktadır. İlçe Belediyeleri bu süreçlerde farklı uygulamalar uygulamakta ve farklı ücret ve vergi tahakkuk ettirmektedir. Bazı konularda farklılıklar olması makul olsa da bazı kalemlerde (teknik personel ücretleri gibi) uygulama birliği sağlanmalıdır.